Özgürlüğümüze, varlığımıza, hayatımıza
kastedenlerden tüm demokratik araçlarla hesap soracağız.
Biz kadınlar, gündelik hayatımızı
belirleyen politika ve uygulamalara eşit katıldığımız, eşit temsil edildiğimiz
yerel yönetimler istiyoruz, dedik. Siyasi partilerin programında yerel
yönetimlerde cinsiyet eşitliğini hedefleyen hangi düzenlemelere yer verdiklerine,
katılım hakkını hayata geçirecek neler getirdiklerine, kadınların katılımı için
ve katılımlarının önündeki engelleri kaldıracak hangi düzenleme ve önerilerinin
olduğuna, ayrımcılığa uğrayanların katılımına dair neler vadettiklerine baktık.
Eleştiri ve taleplerimizi dikkate alacaklar mı, bunun için herhangi bir yöntem
öngörmüşler mi diye baktık. Seçim kampanyalarını dışlayıcı, ayrımcı, cinsiyetçi
unsurlardan arındırıp arındırmadıklarını takip ettik. Siyasi partilere, bu
partilerin adaylarına her fırsatta sesimizi, sözümüzü ulaştırmaya çalıştık.
Seçim sürecine girildiği günden bu yana
giderek yükselen sesler, ortaya çıkan görüntüler, irademizi yok sayan
saldırılar, tehditler, bunun boş olmadığını gösteren ölümler, acı ve gözyaşları
içeren dehşetle dolu. Her gün miting meydanlarından, televizyonlardan yapılan
şiddet ve savaş çığırtkanlığı, sokak aralarından, seçim bürolarına her yerde
boy gösteren saldırı ve tehditler, hayatlarımıza sahip çıkmanın, sorunlarımızı
çözmenin, ortak hayatı birlikte kurmanın, özgürlüğün aracı olan politikayı
ortadan kaldırmakta, demokratik siyaset yapma zeminini yok etmektedir. Hiçbir
kabul edilebilir gerekçesi olmayan, gerilimi tırmandıran, çatışmayı körükleyen,
ayrımları derinleştirip keskinleştiren bu dil ve tutum, sadece yaşam
alanlarımızı daraltmıyor, yarınımızı ipotek altına alıyor.
Yerelin yönetimiyle ilgisi olmayan seçim
kampanyalarını, hayatlarımızın ve yaşadığımız yerlerin sahibi, iktidarlarının
ve varlıklarının güvencesi gördükleri güç gösterileri, savaşları haline getirenler
eşitlik, özgürlük ve adaletin de düşmanıdırlar. Seçimler, büyük iktidar
paylaşımlarının, ittifaklarının savaş meydanı haline getirilirken kadınlar,
mülksüzler, iktidarın ayırdığı “ötekiler” de hayatın dışına atılmaktadırlar.
Kadınları yok sayan, eşit bireyler değil,
iktidarlarının hizmetkârları olarak gören, her türlü şiddetle varlıklarına
kasteden, toplumsal barışı tehdit eden, tüm bunlara destek veren, sessiz kalan
hiçbir siyasi partiye ve adaya oy vermeyeceğiz. Hayatımız için, adalet, eşitlik
ve özgürlük için mücadele edeceğiz. Özgürlüğümüze, varlığımıza, hayatımıza
kastedenlerden tüm demokratik araçlarla hesap soracağız.
KADIN KOALİSYONU
28.3.2014
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder